Bir Hikâyeyle Başlayayım Forumdaşlar...
Selam dostlar,
Bu akşam biraz içim dolu… Belki de yazmak, bir şeyleri paylaşmak, sesimi bir yerden duyurmak istedim. 6284 sayılı kanunun 5/1-D maddesini bilirsiniz belki, hani o “şiddet mağdurunun korunması için failin mağdura yaklaşmaması” hükmünü içeren madde. Ama bugün size kanun maddesi anlatmayacağım. Size, o maddenin kâğıt üzerindeki harflerden ibaret olmadığını, bir canın, bir hikâyenin, bir umudun nefesi olduğunu göstermek istiyorum.
Bir Akşamın Sessizliğinde Başlayan Fırtına
Ayşe, o akşam perdeleri kapatırken dışarıda ince bir yağmur çiseliyordu. Mutfağın köşesindeki saatin sesi bile kalbini sıkıştırıyordu. Masada soğumuş bir çay, yarım kalmış bir mektup ve telefon ekranında açılmamış bir mesaj duruyordu:
“Ben geliyorum, konuşacağız.”
Kimin geldiğini biliyordu. Her “konuşacağız” sözü, her defasında biraz daha kırık bir masa, biraz daha eksilmiş bir kalp demekti. Ama bu defa içinden bir ses, “Yeter,” diyordu. Belki korku, belki yorgunluk, belki artık dayanacak bir yer kalmamasıydı.
Erkeklerin Mantığı, Kadınların Kalbi
O sırada, şehrin başka bir yerinde, Murat bilgisayar ekranına kilitlenmiş, “madde 5/1-D”yi okuyordu. Bir hukuk danışmanıydı. Onun işi kâğıt, yasa, maddeydi. “Fail mağdura yaklaşamaz” ifadesini ezbere biliyordu. Her dosyada, her dilekçede aynı satırlar... Ama o akşam, bir başvuruda Ayşe’nin dosyasına denk gelmişti. Gözleri o satırda takılı kaldı.
Bir anda o madde, bir paragraf olmaktan çıktı. O satırın ardında bir kalp atışı olduğunu fark etti.
“Yaklaşmamak…” diye mırıldandı kendi kendine.
“Belki de en büyük sevgi bazen yaklaşmamaktır.”
Bir Telefonun Ucundaki Cesaret
Ayşe, elleri titreyerek 183’ü aradı. Sesini zar zor duyurabildi:
“Ben… ben bir karar almak istiyorum. Artık korkmak istemiyorum.”
Telefondaki görevli kadının sesi sıcaktı, sanki bir dost gibi. “Tamam Ayşe Hanım, şimdi birlikte adım adım ilerleyeceğiz. 6284 kapsamında sizi koruyacağız.”
İlk kez “koruyacağız” kelimesi gerçek geldi.
Sanki uzun zamandır unuttuğu bir duyguydu bu: Güvende hissetmek.
Murat ve Ayşe’nin Kesişen Yolları
Ertesi gün Murat, adliyede dosya yığını arasında o dilekçeyi fark etti.
Bir cümle dikkatini çekti: “Kızımın gözünde korku görmek istemiyorum artık.”
Kalemi elinden bıraktı. Çünkü o an, yasaların ötesinde bir şey vardı.
Bir annenin dua gibi yazdığı satırlar.
Murat, başvurunun işleme alınmasını hızlandırdı.
Bir dosya değil, bir insan için yaptı bunu.
Ve o gün, içindeki tüm stratejik düşünceler, tüm soğuk mantık hesapları yerini başka bir şeye bıraktı: Empatiye.
Kanun Bir Madde Değil, Bir Nefes
6284 sayılı kanunun 5/1-D maddesi der ki:
“Şiddet uygulayanın, mağdura, mağdurun konutuna, okuluna veya iş yerine yaklaşmamasına karar verilebilir.”
Kuru bir cümle gibi görünür. Ama bu madde, Ayşe gibi binlerce kadının yeniden doğuşunun kapısıdır.
Bir anne çocuğunu okula götürürken arkasına korkuyla bakmıyorsa, bir kadın evine girerken anahtarını titremeden çeviriyorsa, bu madde oradadır.
Bir Toplumun Vicdanı
Murat o gün akşam eve dönerken yolda bir kız çocuğu gördü; elinde bir kırmızı balon vardı.
“Belki Ayşe’nin kızı da bugün böyle gülüyordur,” diye düşündü.
Ve kendi kendine söz verdi:
“Artık hiçbir dosyaya sadece dosya gibi bakmayacağım.”
Çünkü bazen adalet, sadece terazide değil, insanın kalbinde tartılır.
Ayşe o gün, koruma kararı çıktığında ağladı.
Ama bu defa o gözyaşları korkudan değil, yeniden var olmaktan akıyordu.
Kapısına bir polis aracı geldiğinde, ilk kez o siren sesi onu korkutmadı.
Bu kez o ses, bir güvenin, bir devletin elinin uzandığını hissettirdi.
Forumdaşlar, Bazen Bir Cümle Hayat Kurtarır
Bu hikâyeyi neden anlattım biliyor musunuz?
Çünkü biz burada konuşurken, yazarken, bir yerlerde bir kadın hâlâ aynı cümleyi kuruyor:
“Artık korkmak istemiyorum.”
6284’ün 5/1-D maddesi, sadece bir satır değil. O satır, bir annenin, bir kardeşin, bir dostun nefes almasıdır.
Bir ülkenin vicdanı, o satırın uygulanmasındadır.
Erkekler için bu madde bazen karmaşık, hatta yanlış anlaşılmış olabilir.
Ama mesele “suçlamak” değil, “korumak.”
Çünkü bir toplumun gerçek gücü, en zayıfını nasıl koruduğunda saklıdır.
Son Söz
Ayşe artık her sabah penceresini açarken gökyüzüne bakıyor.
Belki hâlâ yaraları var, ama artık bir umudu da var.
Ve Murat, her yeni dosyada o umudu hatırlıyor.
Bir madde, bir kalp, bir toplum el ele verdiğinde; işte o zaman gerçek adalet yerini buluyor.
Forumdaşlar…
Eğer siz de bir yerde bir Ayşe görürseniz, sessiz kalmayın.
Çünkü bazen bir telefon, bir cümle, bir destek…
Bir hayat kurtarır.
Ve unutmayın:
6284 sadece bir yasa değil, bir canın yeniden doğuşudur.
Selam dostlar,
Bu akşam biraz içim dolu… Belki de yazmak, bir şeyleri paylaşmak, sesimi bir yerden duyurmak istedim. 6284 sayılı kanunun 5/1-D maddesini bilirsiniz belki, hani o “şiddet mağdurunun korunması için failin mağdura yaklaşmaması” hükmünü içeren madde. Ama bugün size kanun maddesi anlatmayacağım. Size, o maddenin kâğıt üzerindeki harflerden ibaret olmadığını, bir canın, bir hikâyenin, bir umudun nefesi olduğunu göstermek istiyorum.
Bir Akşamın Sessizliğinde Başlayan Fırtına
Ayşe, o akşam perdeleri kapatırken dışarıda ince bir yağmur çiseliyordu. Mutfağın köşesindeki saatin sesi bile kalbini sıkıştırıyordu. Masada soğumuş bir çay, yarım kalmış bir mektup ve telefon ekranında açılmamış bir mesaj duruyordu:
“Ben geliyorum, konuşacağız.”
Kimin geldiğini biliyordu. Her “konuşacağız” sözü, her defasında biraz daha kırık bir masa, biraz daha eksilmiş bir kalp demekti. Ama bu defa içinden bir ses, “Yeter,” diyordu. Belki korku, belki yorgunluk, belki artık dayanacak bir yer kalmamasıydı.
Erkeklerin Mantığı, Kadınların Kalbi
O sırada, şehrin başka bir yerinde, Murat bilgisayar ekranına kilitlenmiş, “madde 5/1-D”yi okuyordu. Bir hukuk danışmanıydı. Onun işi kâğıt, yasa, maddeydi. “Fail mağdura yaklaşamaz” ifadesini ezbere biliyordu. Her dosyada, her dilekçede aynı satırlar... Ama o akşam, bir başvuruda Ayşe’nin dosyasına denk gelmişti. Gözleri o satırda takılı kaldı.
Bir anda o madde, bir paragraf olmaktan çıktı. O satırın ardında bir kalp atışı olduğunu fark etti.
“Yaklaşmamak…” diye mırıldandı kendi kendine.
“Belki de en büyük sevgi bazen yaklaşmamaktır.”
Bir Telefonun Ucundaki Cesaret
Ayşe, elleri titreyerek 183’ü aradı. Sesini zar zor duyurabildi:
“Ben… ben bir karar almak istiyorum. Artık korkmak istemiyorum.”
Telefondaki görevli kadının sesi sıcaktı, sanki bir dost gibi. “Tamam Ayşe Hanım, şimdi birlikte adım adım ilerleyeceğiz. 6284 kapsamında sizi koruyacağız.”
İlk kez “koruyacağız” kelimesi gerçek geldi.
Sanki uzun zamandır unuttuğu bir duyguydu bu: Güvende hissetmek.
Murat ve Ayşe’nin Kesişen Yolları
Ertesi gün Murat, adliyede dosya yığını arasında o dilekçeyi fark etti.
Bir cümle dikkatini çekti: “Kızımın gözünde korku görmek istemiyorum artık.”
Kalemi elinden bıraktı. Çünkü o an, yasaların ötesinde bir şey vardı.
Bir annenin dua gibi yazdığı satırlar.
Murat, başvurunun işleme alınmasını hızlandırdı.
Bir dosya değil, bir insan için yaptı bunu.
Ve o gün, içindeki tüm stratejik düşünceler, tüm soğuk mantık hesapları yerini başka bir şeye bıraktı: Empatiye.
Kanun Bir Madde Değil, Bir Nefes
6284 sayılı kanunun 5/1-D maddesi der ki:
“Şiddet uygulayanın, mağdura, mağdurun konutuna, okuluna veya iş yerine yaklaşmamasına karar verilebilir.”
Kuru bir cümle gibi görünür. Ama bu madde, Ayşe gibi binlerce kadının yeniden doğuşunun kapısıdır.
Bir anne çocuğunu okula götürürken arkasına korkuyla bakmıyorsa, bir kadın evine girerken anahtarını titremeden çeviriyorsa, bu madde oradadır.
Bir Toplumun Vicdanı
Murat o gün akşam eve dönerken yolda bir kız çocuğu gördü; elinde bir kırmızı balon vardı.
“Belki Ayşe’nin kızı da bugün böyle gülüyordur,” diye düşündü.
Ve kendi kendine söz verdi:
“Artık hiçbir dosyaya sadece dosya gibi bakmayacağım.”
Çünkü bazen adalet, sadece terazide değil, insanın kalbinde tartılır.
Ayşe o gün, koruma kararı çıktığında ağladı.
Ama bu defa o gözyaşları korkudan değil, yeniden var olmaktan akıyordu.
Kapısına bir polis aracı geldiğinde, ilk kez o siren sesi onu korkutmadı.
Bu kez o ses, bir güvenin, bir devletin elinin uzandığını hissettirdi.
Forumdaşlar, Bazen Bir Cümle Hayat Kurtarır
Bu hikâyeyi neden anlattım biliyor musunuz?
Çünkü biz burada konuşurken, yazarken, bir yerlerde bir kadın hâlâ aynı cümleyi kuruyor:
“Artık korkmak istemiyorum.”
6284’ün 5/1-D maddesi, sadece bir satır değil. O satır, bir annenin, bir kardeşin, bir dostun nefes almasıdır.
Bir ülkenin vicdanı, o satırın uygulanmasındadır.
Erkekler için bu madde bazen karmaşık, hatta yanlış anlaşılmış olabilir.
Ama mesele “suçlamak” değil, “korumak.”
Çünkü bir toplumun gerçek gücü, en zayıfını nasıl koruduğunda saklıdır.
Son Söz
Ayşe artık her sabah penceresini açarken gökyüzüne bakıyor.
Belki hâlâ yaraları var, ama artık bir umudu da var.
Ve Murat, her yeni dosyada o umudu hatırlıyor.
Bir madde, bir kalp, bir toplum el ele verdiğinde; işte o zaman gerçek adalet yerini buluyor.
Forumdaşlar…
Eğer siz de bir yerde bir Ayşe görürseniz, sessiz kalmayın.
Çünkü bazen bir telefon, bir cümle, bir destek…
Bir hayat kurtarır.
Ve unutmayın:
6284 sadece bir yasa değil, bir canın yeniden doğuşudur.