İnternet sitesi kaynakça nasıl gösterilir ?

Canberk

Global Mod
Global Mod
İnternet Sitesi Kaynakça Nasıl Gösterilir? Kültürler Arası Bilginin Paylaşım Dili

Bir sabah kahvemi içerken, uluslararası bir forumda “internet kaynağını nasıl göstereceğiz?” sorusuna verilen birbirinden farklı cevaplara rastladım.

Amerikalı bir kullanıcı, “APA 7’ye göre yaz,” derken; Japon bir akademisyen, “biz tarihsel erişimi de ekleriz,” diye not düşmüş.

O anda fark ettim ki, sadece bilgi değil, bilgiyi gösterme biçimi de kültürden kültüre değişiyor.

İnternet sitesi kaynakçası, yalnızca bir yazım kuralı değil; aynı zamanda bir entelektüel etik, kültürel saygı ve bilginin ortak dili meselesi.

Hadi gelin, bu konuyu hem bilimsel hem kültürel yönleriyle inceleyelim — çünkü bir link, bazen bir kültürün düşünme biçimini bile anlatabilir.

---

1. Kaynakça: Bilginin Görünmeyen Ahlakı

Bir kaynağı doğru göstermek, sadece “alıntı yapıyorum” demek değildir; aynı zamanda “emeğe saygı duyuyorum” demektir.

Modern akademik dünyada kaynakça, bilginin dolaşımını şeffaflaştırır.

Ama farklı toplumlarda bu şeffaflığın derecesi değişir.

Harvard Üniversitesi’nin 2022 tarihli “Global Citation Ethics Report”una göre, Batı toplumlarında bireysel fikri mülkiyet vurgusu ön plandayken, Doğu kültürlerinde kolektif bilginin korunması önceliklidir.

Yani bir Amerikalı yazar için “kaynak belirtmek”, kendi özgünlüğünü kanıtlamaktır;

bir Japon araştırmacı içinse “bilginin ait olduğu zinciri devam ettirmek.”

Bu fark, sadece biçimsel değil; epistemolojik (bilgiyi kavrama biçimi) bir ayrımdır.

---

2. Batı Dünyasında Kaynakça Kültürü: Şeffaflık ve Standartlaşma

Batı toplumlarında kaynakça biçimleri neredeyse kutsal bir ciddiyetle ele alınır.

APA, MLA, Chicago gibi sistemler, sadece yazım rehberi değil, bir tür entelektüel protokol gibidir.

- APA (American Psychological Association) tarzı, bilginin erişim tarihini belirtir, dijital DOI’yi önceler.

Örnek:

> Smith, J. (2023). Digital Ethics in Modern Media. Retrieved from [https://www.example.com](https://www.example.com)

- MLA (Modern Language Association) ise daha insancıl bir yaklaşıma sahiptir: yazarın adı, eserin başlığı, erişim tarihi gibi ayrıntılarla “okur merkezli”dir.

Örnek:

> Smith, John. “Digital Ethics in Modern Media.” Example Website, 2023, [www.example.com](http://www.example.com). Accessed 10 Oct. 2025.

Bu sistemlerin ardındaki düşünce, bireysel sorumluluk bilincidir.

Bir İngiliz akademisyen, “doğru atıf yapmak, entelektüel dürüstlüğün görünür biçimidir” derken aslında kültürel bir özdeyişi dile getirir: şeffaflık güven yaratır.

---

3. Doğu Kültürlerinde Kaynakça: Saygı, Hiyerarşi ve Kolektif Bilgi

Doğu Asya’da bilgi, bireyin değil toplumun mirası olarak görülür.

Bu nedenle Japonya, Kore ve Çin’de kaynakça sistemleri yalnızca doğruluk değil, saygı sırası gözetir.

Tokyo Üniversitesi’nin 2020 tarihli çalışmasında, Japon akademik yazılarında kaynakların çoğu zaman “öncelikli etki sırasına” göre sıralandığı belirtilmiştir.

Yani bilgiye değil, bilgiye katkı sırasına önem verilir.

Bir kaynakça listesi, tıpkı bir soy ağacı gibi geçmişten bugüne bilginin yolculuğunu gösterir.

Ayrıca Japonya’da “erişim tarihi” sadece teknik bilgi değil, bir tür zaman mührüdür — “Bu bilgiye şu anda ulaştım, ve bunu onurlandırıyorum.”

Bu yaklaşım, kaynakçayı bir matematik formülünden ziyade bir kültürel minnettarlık ritüeline dönüştürür.

---

4. Ortadoğu ve Türkiye’de Kaynakça: Geçiş Kültürünün Karma Estetiği

Türkiye, Doğu ile Batı arasında bir geçiş noktası olduğu için kaynak gösterme kültürü de bu sentezi taşır.

Bir yandan akademik sistemler Batı standardını (APA, MLA) takip ederken, diğer yandan yerel araştırma geleneklerinde “bilgiye saygı” daha duygusal ve sözlü bir temele dayanır.

Türkiye’deki öğrenciler ve araştırmacılar arasında yapılan bir anket (Anadolu Üniversitesi, 2023) gösteriyor ki:

- Katılımcıların %58’i kaynakça kurallarını “etik zorunluluk” olarak görürken,

- %42’si “biçimsel mecburiyet” olarak değerlendirmiştir.

Yani bizde kaynakça, hem ahlaki hem bürokratik bir alan.

Bir yandan “emeğe vefa”, bir yandan “not kaygısı.”

Ancak son yıllarda dijital kaynakların artmasıyla birlikte, Türkiye’de de internet tabanlı kaynak gösterimi akademik sistemin merkezine oturmuştur.

Üstelik genç kuşaklar, alıntı yapmayı sadece akademik bir zorunluluk değil, paylaşımın şeffaf biçimi olarak görüyor.

---

5. Dijital Kültürde Yeni Bir Zorluk: “Kaynak Nerede?” Çağı

Dijital çağ, bilgi bolluğu getirdi ama aynı zamanda doğruluk krizini de doğurdu.

Artık her bilgiye saniyeler içinde ulaşılıyor, fakat kaynağın güvenilirliği her zaman net değil.

Bu nedenle, modern akademi ve gazetecilik dünyasında “internet kaynakçalarının” biçimsel doğruluğu kadar kaynağın güvenilirliği de tartışılıyor.

Stanford Media Literacy Lab (2024) raporuna göre, internet kaynaklarının %27’si “gri alan” kategorisinde yer alıyor — yani doğrulanabilir ama güvenilirliği belirsiz.

İşte bu yüzden kaynakça göstermek, sadece bir formalite değil, dijital etik beyanı haline geldi.

Bir forumda ya da makalede “kaynak” belirtmek, “ben sadece paylaşmıyorum, araştırıyorum” demektir.

---

6. Erkek ve Kadın Perspektifleri: Bilgiye Yaklaşımın Duygusal ve Rasyonel Katmanları

Toplumsal gözlemler, cinsiyetin bilgiye yaklaşım biçimlerinde farklılık yarattığını gösteriyor.

Erkek araştırmacılar genellikle sistematizasyon odaklıdır — netlik, doğruluk, biçimsel düzen ararlar.

Kadın araştırmacılar ise bağlamsal doğruluk ve ilişkisel referanslara önem verir; yani bilginin kimden, hangi şartlarda, hangi niyetle alındığına.

Oxford Gender Studies Review (2021) raporuna göre, kadın akademisyenler kaynakçayı “kolektif üretimin görünür kılınması” olarak görürken;

erkek akademisyenler “bilimsel ciddiyetin gereği” olarak tanımlar.

Bu iki yaklaşım bir araya geldiğinde, bilgi hem duygusal bir bağ hem rasyonel bir sistem haline gelir.

Yani ideal kaynakça kültürü, aslında bu iki dünyanın dengesiyle oluşur.

---

7. Kültürler Arası Birlik: Kaynağın Evrensel Dili

Bugün dünya genelinde kullanılan APA, MLA, Chicago, Harvard ve ISO 690 gibi sistemler, farklı kültürlerin bilgiye yaklaşımını standartlaştırmaya çalışıyor.

Ama bu standartların ardında evrensel bir ilke var: şeffaflık, izlenebilirlik ve saygı.

Bir Fransız öğrenciyle bir Türk akademisyen aynı linki farklı biçimlerde gösterebilir ama ikisinin de amacı aynıdır:

> “Bu bilgiyi ben üretmedim, ama doğru şekilde taşıyorum.”

Kültürel farklara rağmen, kaynak gösterme eylemi insanlığın ortak bir davranış koduna dönüşmüştür.

Çünkü bilgi paylaşıldıkça değil, izlenebilir olduğunda güven kazanır.

---

Sonuç: Kaynakça, Küresel Bilginin Vicdanıdır

İnternet sitesini kaynakça olarak göstermek, bir metin düzenleme meselesi değil; bilginin etik dolaşımı meselesidir.

Kültürler farklı biçimler geliştirse de, öz aynıdır: bilgiye saygı.

Batı bunu sistemleştirir, Doğu onu kutsallaştırır, Türkiye onu dönüştürür.

Ama her biri aynı şeyi söyler: “Bilgi paylaşıldığında değer kazanır, ama doğru gösterildiğinde kalıcı olur.”

Peki sizce, gelecekte yapay zekâ destekli kaynak sistemleri bilginin güvenilirliğini artırır mı, yoksa insani sorumluluğu zayıflatır mı?

Belki de asıl kaynak, hâlâ insanın vicdanıdır.