Koç hukuk ücretli kaç TL ?

Ceren

New member
Koç Hukuk Ücretli Kaç TL? Erişim Eşitsizliği Üzerinden Bir Toplumsal Bakış

Toplumun adalet sistemine duyduğu güven, yalnızca yasalarla değil, bu yasalara ulaşabilme imkânıyla da ölçülür. “Koç Hukuk ücretli kaç TL?” gibi bir soru, ilk bakışta sadece üniversite tercihi yapacak bir öğrencinin bilgi arayışı gibi görünebilir. Ancak biraz derine indiğimizde bu soru, eğitimde sınıfsal eşitsizliklerin, toplumsal cinsiyet rollerinin ve ırksal farklılıkların iç içe geçtiği bir yapının aynası haline gelir.

Koç Üniversitesi gibi özel bir kurumda hukuk eğitimi almak, bugün yalnızca akademik bir başarı meselesi değildir. Aynı zamanda sosyoekonomik statünün, ailenin ekonomik gücünün ve sosyal sermayenin belirlediği bir ayrıcalıktır. 2025 itibarıyla Koç Üniversitesi’nin hukuk fakültesi yıllık ücretleri 380.000 TL civarındadır. Ancak bu rakam, sadece parayla ölçülemez; bu ücret, aynı zamanda kimin adaletin dili olabileceğine dair sessiz bir seçicilik de yaratır.

---

Sınıf: Eğitime Erişimin Bedeli

Sınıf farkları, Türkiye’de eğitime erişimde en belirleyici etmenlerden biridir. TÜİK verilerine göre, yükseköğretim çağındaki gençlerin yalnızca %15’i özel üniversite ücretlerini kendi olanaklarıyla karşılayabilecek düzeydedir. Bu, Koç Hukuk gibi bir programa kayıt yaptırabilen her 100 öğrenciden 85’inin aslında ekonomik engeller nedeniyle dışarıda kaldığını gösterir.

Bu noktada, sınıfsal eşitsizlik sadece ekonomik bir mesele değildir; aynı zamanda kültürel ve sembolik bir bariyer oluşturur. Pierre Bourdieu’nün “kültürel sermaye” kavramı, tam da burada devreye girer. Yüksek gelirli aileler yalnızca paraya değil, çocuklarına elit kurumlarda nasıl davranılacağını, hangi sosyal ağlara katılınacağını öğreten bir kültüre de sahiptir. Dolayısıyla Koç Hukuk’un kapısından içeri giren bir öğrenci, yalnızca hukuk öğrenmeye değil, aynı zamanda sınıf kimliğini pekiştirmeye de adım atar.

---

Toplumsal Cinsiyet: Kadınların Görünmeyen Mücadelesi

Kadınlar için yükseköğretim, sadece bir eğitim değil, patriyarkal yapılarla mücadelenin de bir aracıdır. Fakat bu mücadelede ekonomik yük daha ağır hissedilir. Yüksek ücretli programlara kayıt yaptırmak, birçok genç kadının ailesinden “Bu kadar paraya neden hukuk okuyorsun, nasıl olsa evleneceksin” gibi cümlelerle karşılaşmasına neden olur.

Yapılan bir araştırmaya göre (UN Women Türkiye, 2024), kadın öğrencilerin %46’sı eğitim masrafları nedeniyle bölüm değiştirmeyi veya üniversiteyi bırakmayı düşünmüş. Erkeklerde bu oran yalnızca %28. Bu fark, yalnızca ekonomik değil; toplumsal beklentilerin, “kadın başarısı” kavramını sınırlayan normların da sonucu.

Bu noktada, Koç Hukuk gibi prestijli bir fakültenin kapısından geçen her kadın öğrenci, görünmeyen bir mücadeleyi de sırtlanır. Kadınlar sadece hukuk öğrenmez; kendi varlıklarının “normalleşmesi” için de savaş verirler.

---

Irk ve Etnisite: Görünmeyen Erişim Engelinin Sessizliği

Türkiye’de eğitimde etnik ve ırksal eşitsizlikler sık sık yok sayılır. Ancak saha araştırmaları, Kürt, Arap veya Roman kökenli öğrencilerin özel üniversitelerde neredeyse yok denecek kadar az temsil edildiğini gösteriyor. Bu durum yalnızca ekonomik yoksunlukla değil, aynı zamanda kültürel dışlanma ve ayrımcılıkla da ilişkilidir.

Bir Roman öğrencinin şu sözü durumu özetliyor:

> “Burs kazansam bile orada bana nasıl bakacaklarını biliyorum. O yüzden hiç başvurmadım.”

Bu ifade, Koç Hukuk’un ücretinden çok daha ağır bir “maliyet”i gösteriyor: sosyal aidiyetin eksikliği. Eğitimdeki ırksal eşitsizlik, bir kişinin kendi geleceğine güven duymasını bile zedeliyor.

---

Erkekler, Çözüm Arayışları ve Dönüşen Roller

Forumlarda sıkça karşılaşılan bir durum: erkek öğrenciler yüksek ücretleri tartışırken, bunu genellikle “Yatırıma değer mi?” sorusuyla çerçeveliyorlar. Bu yaklaşım, erkeklerin sosyalleştirilme biçimiyle ilişkilidir; erkekler çözüm aramaya, “mantıklı” açıklamalar bulmaya yönlendirilir.

Ancak son yıllarda erkek öğrenciler arasında da eleştirel farkındalık artıyor. Özellikle sosyal medya forumlarında “Adalet yalnızca zenginlerin erişebildiği bir hak haline mi geldi?” gibi soruların daha sık dile getirilmesi, bu değişimin işareti. Bu sorgulama, toplumsal dönüşüm için umut verici. Çünkü gerçek değişim, ayrıcalığı elinde tutanların farkındalığıyla mümkün olur.

---

Eşitsizliğin Derin Kökleri: Sosyal Yapıların Sessiz İşleyişi

Ücretli eğitim modeli, yalnızca bireysel tercihlerle açıklanamaz. Bu model, neoliberal ekonomik sistemin ürettiği bir “seçkinleşme” sürecinin parçasıdır. Eğitim artık kamusal bir hak olmaktan çok, piyasa mantığıyla işleyen bir “yatırım alanı” haline gelmiştir.

Toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırk bu yapıda kesişir. Kadınlar daha fazla ekonomik baskı hisseder, alt sınıflar sistem dışına itilir, etnik kimlikler görünmez kılınır. Böylece adaletin temellerini öğrenmesi gereken bireyler, adaletin dışına itilmiş olur.

---

Forum Tartışması İçin Düşündürücü Sorular

- Hukuk eğitimine erişimde bu kadar yüksek maliyetlerin olması, adalet sisteminin temsilcilerini nasıl etkiler?

- Toplumsal cinsiyet rolleri, öğrencilerin eğitim tercihlerini hâlâ belirliyor mu?

- Etnik kimlik ve sınıf, hukuk alanında temsil eşitliğini ne ölçüde şekillendiriyor?

- Eğitimde fırsat eşitliği gerçekten mümkün mü, yoksa bu kavram artık bir idealden ibaret mi kaldı?

---

Sonuç: Adaletin Ücretini Kim Ödüyor?

Koç Hukuk’un ücretini sormak, aslında daha büyük bir sorunun kapısını aralamaktır: Adalete kim ulaşabiliyor? Eğitimdeki sınıfsal, cinsiyet temelli ve ırksal eşitsizlikler çözülmedikçe, hukuk fakülteleri de toplumsal adaletin laboratuvarı olmaktan çok, ayrıcalığın yeniden üretildiği alanlar olarak kalacaktır.

Gerçek adalet, yalnızca yasalarla değil; herkesin eşit biçimde bu yasaları öğrenebilmesiyle başlar.

Kaynaklar:

- TÜİK Eğitim İstatistikleri, 2024

- UN Women Türkiye Eğitim Eşitliği Raporu, 2024

- Bourdieu, P. Cultural Reproduction and Social Reproduction, 1977

- Görüşmeler ve forum paylaşımlarından derlenen kişisel gözlemler (2025)