Kadir
New member
Sivas'ta "Zaar" Ne Demek? Sözlüklerden Çık, Gerçek Hayata Dal!
Herkese merhaba! Bugün yine çok derin bir konuda kafa yormaya karar verdim. Hani bazen hayat bir kelimeyle çözülebilir ya, işte bu yazı da o türden bir soru üzerine kurulu. “Sivas’ta zaar ne demek?” Yani, evet, soruyu doğru okudunuz, hepinizin sormak istediği şey bu: Zaar! Sivas’ta geçen, bir türlü anlam veremediğimiz, ama duyduğumuzda kulaklarımızı sağa sola diktiğimiz bir kelime…
Sivaslı olanlar veya bu kelimeyi duyanlar, şimdiden başlarını sallamaya başlamışlardır, “Eee tabii, zaar! Nasıl bilmezsin!” diye. Ama merak etmeyin, benim gibi Sivas'a her gidişinde “Yine zaar diyorlar, acaba ne demek?” diye kafa karıştıranlar da var. Neyse, gelin bu kelimeyi biraz daha derinlemesine inceleyelim ve biraz eğlenelim!
Zaar’ın Teknik Tanımı: Kim Demiş Sivas'ta Herşey "Zar"dır?
Şimdi, erkeklerin genellikle olaylara çözüm odaklı ve stratejik baktığını biliriz, değil mi? O yüzden gelin, ilk önce bir strateji belirleyelim: Zaar kelimesi, sadece bir şaka değil, bir işaret, bir durum… Sivaslıların günlük dilinde oldukça yaygın olan bir kelime. Peki, ne demek bu "zaar"?
Halk arasında bir şeyin kötüye gitmesini, işler yolunda gitmediğinde “aaa, işte bu tam zaar oldu” şeklinde duyabilirsiniz. Yani, işlerin kötü gitmesi, bir şeyin olmaması durumu için kullanılan bir kelime. Tabii, bunu pek çok bağlamda duyabilirsiniz. Bir işiniz ters gittiğinde, "Vay, bu tam zaar oldu!" şeklinde pat diye bir cümle çıkabilir ağzınızdan. Hatta zaar o kadar güçlü bir kelimedir ki, “aa bu gidişle zaar ederiz” demek, "felakete sürüklendik" anlamına gelir.
Peki, Sivaslı erkekler zaarı nasıl kullanıyor? “Eee kardeşim, zaar işte, durumu kurtarmaya çalışıyorum, ama olmuyor!” şeklinde bir yaklaşım görüyoruz. Erkekler için “zaar” aslında stratejik bir uyarı işareti. O an çözüm bulunamayan, kontrolden çıkan bir durumu özetlemek için çok uygun. Yani, erkeğin beyninde bir düğme var ve her şey ters gitmeye başladığında, “Zaar!” diye basıyorlar. Sade bir strateji, ne dersiniz?
Kadınlar İçin Zaar: "Empatiyi Göstermek İçin Daha Yumuşak Bir Kelime"
Kadınlar ise biraz daha empatik, biraz daha duygusal bakarlar, değil mi? Biraz zaar kelimesini yumuşatıp, “Neyse, ben sana yardımcı olurum!” diye karşımıza çıkabilirler. Yani zaar, kadınların gözünde “Bir şeyler ters gitti ama hala bir çıkış yolu var” anlamına gelir. Mesela, Sivas’tan bir kadına “Eee, işler nasıl?” diye sorsanız, “Aa, işler biraz zaar ama hallederim!” şeklinde bir cevap alabilirsiniz. Burada, zaar yalnızca kötü bir şey değil, bir çözüm olasılığı da taşır. Hani her şey biraz “zaar” olsa da, kadınlar yine de pozitif bakmayı başarırlar, çünkü her şeyi düzeltebileceklerine inanırlar.
Kadınlar için "zaar" kelimesi, sadece bir şeylerin kötü gitmesi anlamına gelmez. Aynı zamanda, toplumsal bağların, empati kurmanın ve başkalarına yardım etmenin bir işareti gibi algılanır. “Bu işler zaar oldu ama ben seni yine de anlıyorum, çünkü ben de aynı durumda oldum.” Hadi bunu kabul edelim, kadınlar her zaman bir çözüm yolu bulurlar, değil mi?
Zaar’ı Biraz Daha Mizahi Hale Getirelim: Zaarla Başlayan Bir Gün…
Şimdi biraz mizahi bir bakış açısı sergileyelim. Zaarı, Sivaslı birinin bakış açısından aldık ama… Kendisinin gülmeye, eğlenmeye çok ihtiyacı olan biri olduğunu düşünelim. Bir sabah uyanıyor ve “Bugün zaar var, bu sabah işe geç kaldım!” diyor. Öyle ya, işler ters gitmeye başlamışken, her şey zaar olur. Zaar demek, aslında her şeyin biraz karışması demek. Sivaslılar, zaarı bir şeyin kötü gittiği anları özetlemek için sıkça kullanır, ama o kadar da dramatize etmezler. Her şey “zaar” olabilir, ama bu kelimeye gülüp geçmek de o kadar kolaydır!
Sivas’ta bir çarşıya gittiğinizde, dükkan sahibinin size bir şey satmak için sözü neyle başlatacağını tahmin edebiliyor musunuz? “Vallahi bu mal zaar oldu ama ben sana güzelce veririm.” Haa, hemen söyleyeyim, burada da zaar kelimesi, ‘kötü’ değil, ‘biraz durumu kurtarmaya çalışıyoruz’ anlamına gelir. Ama arada kaybolan o humoristik yan, Sivas’ın neşesine dokunur.
Zaar’ın Hayatımıza Katkısı: Sosyal Bağlar ve Gülümsemeler
Sonuçta, zaar kelimesi, bir durumun çarpıcı bir ifadesi olduğu kadar, aynı zamanda yerel halkın sosyal bağlarını da güçlendiren bir araçtır. Herkesin zaar demesi, aslında toplumsal bir aidiyetin simgesidir. Bir Sivaslı, “Vay zaar!” dediğinde, bu sadece dilde bir kelime değil, aynı zamanda bir duygu, bir bağ ve bir anlam taşır. Yani, biz dışarıdan bakınca belki de komik bir kelime gibi görsek de, aslında yerel halk için oldukça derin bir anlam barındırır.
Peki, siz bu zaar kelimesine nasıl bakıyorsunuz? Hiç “zaar” demek zorunda kaldığınız bir an oldu mu? Zaar hakkında duygularınız nelerdir? Bu kelimeyi hayatınıza sokmak hiç zorlayıcı oldu mu? Gelin, hep birlikte bu kelimeyi gündelik hayatımıza nasıl entegre edebiliriz, hep birlikte tartışalım!
Herkese merhaba! Bugün yine çok derin bir konuda kafa yormaya karar verdim. Hani bazen hayat bir kelimeyle çözülebilir ya, işte bu yazı da o türden bir soru üzerine kurulu. “Sivas’ta zaar ne demek?” Yani, evet, soruyu doğru okudunuz, hepinizin sormak istediği şey bu: Zaar! Sivas’ta geçen, bir türlü anlam veremediğimiz, ama duyduğumuzda kulaklarımızı sağa sola diktiğimiz bir kelime…
Sivaslı olanlar veya bu kelimeyi duyanlar, şimdiden başlarını sallamaya başlamışlardır, “Eee tabii, zaar! Nasıl bilmezsin!” diye. Ama merak etmeyin, benim gibi Sivas'a her gidişinde “Yine zaar diyorlar, acaba ne demek?” diye kafa karıştıranlar da var. Neyse, gelin bu kelimeyi biraz daha derinlemesine inceleyelim ve biraz eğlenelim!
Zaar’ın Teknik Tanımı: Kim Demiş Sivas'ta Herşey "Zar"dır?
Şimdi, erkeklerin genellikle olaylara çözüm odaklı ve stratejik baktığını biliriz, değil mi? O yüzden gelin, ilk önce bir strateji belirleyelim: Zaar kelimesi, sadece bir şaka değil, bir işaret, bir durum… Sivaslıların günlük dilinde oldukça yaygın olan bir kelime. Peki, ne demek bu "zaar"?
Halk arasında bir şeyin kötüye gitmesini, işler yolunda gitmediğinde “aaa, işte bu tam zaar oldu” şeklinde duyabilirsiniz. Yani, işlerin kötü gitmesi, bir şeyin olmaması durumu için kullanılan bir kelime. Tabii, bunu pek çok bağlamda duyabilirsiniz. Bir işiniz ters gittiğinde, "Vay, bu tam zaar oldu!" şeklinde pat diye bir cümle çıkabilir ağzınızdan. Hatta zaar o kadar güçlü bir kelimedir ki, “aa bu gidişle zaar ederiz” demek, "felakete sürüklendik" anlamına gelir.
Peki, Sivaslı erkekler zaarı nasıl kullanıyor? “Eee kardeşim, zaar işte, durumu kurtarmaya çalışıyorum, ama olmuyor!” şeklinde bir yaklaşım görüyoruz. Erkekler için “zaar” aslında stratejik bir uyarı işareti. O an çözüm bulunamayan, kontrolden çıkan bir durumu özetlemek için çok uygun. Yani, erkeğin beyninde bir düğme var ve her şey ters gitmeye başladığında, “Zaar!” diye basıyorlar. Sade bir strateji, ne dersiniz?
Kadınlar İçin Zaar: "Empatiyi Göstermek İçin Daha Yumuşak Bir Kelime"
Kadınlar ise biraz daha empatik, biraz daha duygusal bakarlar, değil mi? Biraz zaar kelimesini yumuşatıp, “Neyse, ben sana yardımcı olurum!” diye karşımıza çıkabilirler. Yani zaar, kadınların gözünde “Bir şeyler ters gitti ama hala bir çıkış yolu var” anlamına gelir. Mesela, Sivas’tan bir kadına “Eee, işler nasıl?” diye sorsanız, “Aa, işler biraz zaar ama hallederim!” şeklinde bir cevap alabilirsiniz. Burada, zaar yalnızca kötü bir şey değil, bir çözüm olasılığı da taşır. Hani her şey biraz “zaar” olsa da, kadınlar yine de pozitif bakmayı başarırlar, çünkü her şeyi düzeltebileceklerine inanırlar.
Kadınlar için "zaar" kelimesi, sadece bir şeylerin kötü gitmesi anlamına gelmez. Aynı zamanda, toplumsal bağların, empati kurmanın ve başkalarına yardım etmenin bir işareti gibi algılanır. “Bu işler zaar oldu ama ben seni yine de anlıyorum, çünkü ben de aynı durumda oldum.” Hadi bunu kabul edelim, kadınlar her zaman bir çözüm yolu bulurlar, değil mi?
Zaar’ı Biraz Daha Mizahi Hale Getirelim: Zaarla Başlayan Bir Gün…
Şimdi biraz mizahi bir bakış açısı sergileyelim. Zaarı, Sivaslı birinin bakış açısından aldık ama… Kendisinin gülmeye, eğlenmeye çok ihtiyacı olan biri olduğunu düşünelim. Bir sabah uyanıyor ve “Bugün zaar var, bu sabah işe geç kaldım!” diyor. Öyle ya, işler ters gitmeye başlamışken, her şey zaar olur. Zaar demek, aslında her şeyin biraz karışması demek. Sivaslılar, zaarı bir şeyin kötü gittiği anları özetlemek için sıkça kullanır, ama o kadar da dramatize etmezler. Her şey “zaar” olabilir, ama bu kelimeye gülüp geçmek de o kadar kolaydır!
Sivas’ta bir çarşıya gittiğinizde, dükkan sahibinin size bir şey satmak için sözü neyle başlatacağını tahmin edebiliyor musunuz? “Vallahi bu mal zaar oldu ama ben sana güzelce veririm.” Haa, hemen söyleyeyim, burada da zaar kelimesi, ‘kötü’ değil, ‘biraz durumu kurtarmaya çalışıyoruz’ anlamına gelir. Ama arada kaybolan o humoristik yan, Sivas’ın neşesine dokunur.
Zaar’ın Hayatımıza Katkısı: Sosyal Bağlar ve Gülümsemeler
Sonuçta, zaar kelimesi, bir durumun çarpıcı bir ifadesi olduğu kadar, aynı zamanda yerel halkın sosyal bağlarını da güçlendiren bir araçtır. Herkesin zaar demesi, aslında toplumsal bir aidiyetin simgesidir. Bir Sivaslı, “Vay zaar!” dediğinde, bu sadece dilde bir kelime değil, aynı zamanda bir duygu, bir bağ ve bir anlam taşır. Yani, biz dışarıdan bakınca belki de komik bir kelime gibi görsek de, aslında yerel halk için oldukça derin bir anlam barındırır.
Peki, siz bu zaar kelimesine nasıl bakıyorsunuz? Hiç “zaar” demek zorunda kaldığınız bir an oldu mu? Zaar hakkında duygularınız nelerdir? Bu kelimeyi hayatınıza sokmak hiç zorlayıcı oldu mu? Gelin, hep birlikte bu kelimeyi gündelik hayatımıza nasıl entegre edebiliriz, hep birlikte tartışalım!